Yurdumuzda maviyemiş, likapa yaban mersini adlarıyla biliniyor. Yaşlanma karşıtı, hafıza ve beyin rahatsızlığı Alzheimer, kanser, böbrek sorunları, yakın ve uzak görme bozuklukları gibi bunların hepsine deva olabilen bir bitki. En önemli antioksidan. Yüksek miktarda A, C, E vitaminleri, demir, betakaroten ve lif içeriyor. Herkesin bildiği mucizevi brocoli, çilek, domates, blueberryden sonra geliyor.
Taze meyveleri kekler, pastalar, meyve salataları, dondurma, reçel için kullanılmakta. Ayrıca kozmetik sanayiinde sabun ve vücut losyonu yapımında tüketiliyor.
Aronya, herhangi bir meyvede bulunabilecek en yüksek antioksidan konsantrasyonuna sahiptir. Antioksidanlar, vücudun hücrelerini oksidasyonun zararlı etkilerinden korur. Ve aronya antioksidanlar bakımından zengin olduğu için çok yüksek bir ORAC değerine sahiptir (oksijen radikal emme kapasitesi - bir antioksidanın serbest radikalleri nötralize etme gücünün bir ölçüsüdür) – Bu ölçüm meyveler arasında en fazla 80 birimdir. Aronya, Amerika Birleşik Devletleri'nde, 2007 yılınında Tarım Bakanlığı tarafından test edilmiştir. Bu test sırasında ABD'de bulunabilen 276 diğer yiyecekle karşılaştırılmış ve sonucunda 1 numaralı antioksidan olarak derecelendirilmiştir. Aronia, taze ve kurutulmuş olarak tüketilmektedir.
Elderberry (Sambucus nigra)
Mürver ağacı - Çiçeği ve meyvesi, tarih boyunca en çok kullanılan ve antik çağlarda da şifalı olduğuna inanılan bir bitki! Bahçemizdeki bulunan Mürver ağacı çiçekleriyle ve heybetli görüntüsüyle muhteşem. Narin ve hoş kokulu çiçekleri kısa bir süre sonra bordo renkli minicik meyvelere dönüşüyor.
Mürver ağacı hakkında yazılanlar hep ilginç hikayeler barındırmış. Bazı yerlerde insanlar, Mürver ağaçlarını kesmenin veya zarar vermenin, onlarla birlikte yaşayan doğaüstü varlıkları öfkelendirebileceğine inanmış. Başka yerlerde ise Mürver, koruyuculuğun sembolü olmuş, bir evin yakınına Mürver dikmenin veya pencere ve kapıların üstüne Mürver dalları asmanın cadıları uzak tutacağına inanılmış. Mürverin şifalı bitki olarak ünü Ortaçağ boyunca artmış, yüzyıllar boyunca her derde deva olarak görülmüş.
Günümüzde mürver çiçeklerinden yapılan çay, soğuk algınlığı ve grip tedavisinde kullanılıyor. Meyveler, antioksidanlar olarak bilinen, anti-enflamatuar özellikler sergileyen ve bağışıklık sistemi için faydalı olan flavonoid bileşikleri içeriyor. Mürver şurubunun grip semptomlarının süresini azaltmaya yardımcı olabileceği belirtiliyor.
Yabani iğdenin, vitamin ve minerallerden zengin olması, zeytinyağı ve balık yağından sonra önemli doymamış yağ asitleri olan Omega 7 yağ asitlerini içermesi bu meyveyi mucize bir meyve yapıyor, Omega 3 yağlarının faydalı yağlardan olduğunu biliyoruz. Fakat çok azımız Omega 7 denen bir yağ grubu olduğunu, üstelik bu yağın pek çok hastalıkta olumlu sonuç verdiğini biliyordur.
Kendisine şarkılar yapılmış bir meyvedir. Rusların Kalinka olarak adlandırdığı bu meyve, Kalinka şarkısının da ilham kaynağı olmuştur. Aynı üzüm gibi salkımlar halinde çalı formundaki ağaçcıklarda yetişir. Son derecede albenili güzel bir meyvedir.
Sonbaharda toplanıp salamura yapıldıktan sonra tüketilen gilaboru, sadece böbrek hastalıklarına değil, birçok hastalığın tedavisinde de yararlı olmaktadır. Gilaboru suyunun safra kesesi hastalıkları ile bazı karaciğer hastalıklarına da iyi geldiği bilinmektedir.
Meyveleri, yaş olarak yenmekte olup, yaprakları çay gibi demlenerek sinir bozukluklarına karşı, öksürük dindirici ve spazm kesici olarak kullanılmaktadır. Meyvesinin sindirimi kolaydır ve taze olarak kurutulduktan veya kavrulduktuktan sonra yenir. Mideyi tok tutar. Tek başına veya fındık ve cevizle birlikte çerez olarak yenen meyveları, pasta, kek ve özellikle hoşaf ve kompostolara koku ve tad kazandırmak için ilave edilir. Reçel ve turşuda hazırlanmaktadır.
Trabzon hurması, antioksidan bakımından zengindir ve bağışıklık sisteminizi güçlenmeye yardımcı olur. Yüksek düzeyde içerdiği C vitamini ve fenolik bileşikler, meyveye antioksidan özellik kazandırırken, meyvenin kendine has buruk tadının oluşmasına neden olur. Likopen, lutein, zea-ksantin, kripto-ksantin, beta-karoten ve A vitamini gibi diğer antioksidanları içermesi çeşitli hastalık süreçlerinde rol oynayan, vücudun savunma sistemini bozan metaboliklere karşı, vücudumuzu koruyucu etki gösterir. Beta-karoten içeriği ile göz sağlığını korumaya da yardımcıdır. Yüksek lif içeriği sayesinde mide-bağırsak sisteminin çalışmasını sağlayarak, kabızlığın önüne geçer.Trabzon hurması, taze ve kurutulmuş olarak tüketilmektedir.
Bu bitkinin yaklaşık 120 türü ülkemizde doğal olarak yetişmektedir, Halk arasında fırkan çiçeği, karabaş otu, keşiş otu olarak bilinir.
Lavantanın kullanımı çok eski tarihlere dayanır. Osmanlı döneminde, eczanelerde koleraya karşı kullanılması için ferman çıkartılmıştır. Birinci Dünya Savaşında yaralardaki mikropları öldürmek amacıyla bol miktarda kullanılmıştır.
Bahçemizde beyaz, pembe ve mor renklerdeki Lavandula Angustofolio’nun yanısıra, Intermedya, Karabaş Otu ve Stochas çeşitleri yetişmektedir.
Ekinezya Kuzey Amerika kökenli, ayçiçeği ailesinden dairesel eksen etrafına dizilmiş taç yaprakları olan bir çiçektir. Taç yapraklarının rengi sarı, eflatun kırmızı, beyaz gibi farklı renklerde olmakla birlikte en yaygın olan rengi pembedir.
Özellikle Kuzey Amerika'nın yerlileri ekinezyayı öksürüğe, boğaz ağrılarına ve iltihaplanmalara karşı ilaç olarak kullanmışlardır. Geleneksel tıpta solunum ve idrar yolları iltihaplanmalarında ve zor kapanan dış yaralarda kullanılır.
Verbenaceae familyasına ve Batı Güney Amerika'ya aittir. Bu harika bitki, güçlü bir limon kokusu verir.
İlkbahar veya yaz aylarında minik mor veya beyaz çiçekler görülür.
Bitki, antioksidan özelliklere sahiptir. Ayrıca birçok tıbbi özelliği vardır. Kas zedelenmeleri ve hücresel problemlerin tedavisinde kullanılır. Bu limon bitkisinde bulunan ana kimyasal bileşenler citral, nerol ve geraniol’dur.
Faydalı, hoş kokulu bir bitkidir. Yağı, suyu ve kurutulmuş yaprakları kullanılır. Limon aromalısı için çayı yapılır. Ayrıca balık ve kümes hayvanları yemeklerinde, turşularda, salata sosu, reçel, puding ve şerbet yapımında kullanılır.
Ülkemizde çok tanınan ve daha çok kış aylarında çay olarak tercih edilen bir bitkidir. Taşıdığı uçucu bileşiklerden dolayı solunum sistemini rahatlatmada destekleyicidir. Geleneksel olarak soğuk algınlığına karşı, mide şikâyetlerini gidermede ve ter sökücü olarak kullanılır. Adaçayı hazırlarken kapaklı bir cam demliğe 1 tatlı kaşığı adaçayı yaprağı konur. Üzerine taze kaynatılmış su ilave edilir, Hazırlanan çay 5-10 dakika demlendikten sonra içilmelidir.
14. yüzyıldan itibaren kullanılan, her yörede bulunabilen ve üzerinde yıldız şeklinde sarı çiçekler açan şifalı bir bitkidir. Halk arasında sarı kantaron, binbirdelik veya kılıç otu olarak bilinir. Kantaron, Avrupa literatüründe St. John’s Wort Otu olarak geçer. Kantaron çiçeğinin bileşimlerini tanen, uçucu yağlar, hipericin, flavon türevleri, karoten, acı maddeler, zamk, vitamin C, reçine ve resin oluşturmakta.
Şifalı Bitkiler Dünyasının Efendisi, Kantaron otu doğru toplanır, iyi bir zeytinyağında bekletilirse iyileştirici özelliği ortaya çıkar.
Mitolojik kaynaklara göre kantaron çok eski çağlardan itibaren savaşlarda yaralanan askerler tarafından kullanılıyordu. Osmanlı’da yeniçeriler yanlarında kantaron taşırdı. Kantaron dış yaralanmalar, ezikler, çürüklerin yanı sıra küçük ve orta ölçekli depresyon, kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıkların tedavisinde de kullanılıyor.